10. ULUSLARARASI ÇELİK ENDÜSTRİSİ VE ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ KONFERANSI BÜLTENİ
www.steelradar.com info@steelradar.com ;0232 229 05 11
10. Uluslararası Çelik Endüstrisi ve Üretim Teknolojileri Konferansı büyük bir katılımla başladı Istanbul Marriott Pendik Otel’de gerçekleşen konferansın açılış konuşmasını IMC Genel Müdürü Neşe Atıcı gerçekleştirdi. Atıcı günün anlam ve öneminde ithafen başladığı konuşmasına SteelRadar’a verdiği demeçle devam etti. Kadınlar Günü’nün anlam ve önemine değinen Atıcı; İş dünyasında kadınların sayısının her geçen gün artması çok sevindirici. 30 yılı aşkın süredir iş hayatında emek veren bir kadın olmak benim için bir iftihar sebebi. Çelik sektörüne katkı sağlıyor olmak, hele ki 8 Mart gibi özel bir günde, 10. yıl etkiliğimiz kapsamında çelik sektörü temsilcilerini bir araya getirmek ise ayrı bir gurur vesilesi. Bu vesileyle tüm kadın emekçilerin Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ederim.
Umuyorum tüm dünyada kadınların değeri gerçek anlamda bilinir
ve kadın, toplumda hak ettiği gerçek yerini bulur.” dedi.
Çelik endüstrisi sektöründeki üst düzey yönetici ve iş adamlarının katıldığı
konferans TÇÜD Genel Skereteri Veysel Yayan'ın konuşmasıyla devam etti.
Programda 'Dünya ve Türk Çelik Sektöründe Gelişmeler' başlıklı sunumu ile açılış
sunumunu gerçekleştiren Türkiye Çelik Üreticileri Birliği Genel Sekreteri Veysel Yayan,
konuşmasını 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe vurgu yaparak başladı.
Yayan konuşmasında, “Kadınlarımızın bizim toplumumuzda hak ettikleri yeri hızlı bir
şekilde almaya başladıklarını görüyor olmaktan da mutluluk duyuyorum. Türkiye’nin en
etkili yerlerinde kadınlarımızın büyük ağırlıkları var. Diğer ülkelere kıyasla çok daha iyi
olduğumuz alanlar var ve bunun daha da geliştirileceğini ümit ediyorum. Tüm kadınların 8
Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Burada onuncu defa yapılmakta olan toplantı
da onuncu kez açılış konuşması yapıyor olmaktan dolayı da mutlu olduğumu belirtmek
istiyorum” dedi.
Veysel Yayan “Çin’den dolayı sıkıntılı bir üretim
sürecine girdik”
IMC Organizasyon'un gerçekleştirdiği, TÇÜD, TurkishSteel, Parket Makina, SteelRadar ve
Sideridraulic System’in desteklediği bu yıl 10.su düzenlenen Uluslararası Çelik Endüstrisi
ve Üretim Teknolojileri Konferansı birbirinden değerli isimlerin katılımıyla gerçekleşti.
TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan 10. Uluslararası Çelik Endüstrisi ve Üretim
Teknolojileri Konferansı’nda Dünya'da ve Türkiye'de çelik sektöründe yaşanan
gelişmeleri aktardı. Sunumunda pek çok konuya değinen Yayan, “Çin’in dünya
piyasalarını etkilemeye başladığından beri sıkıntılı bir üretim sürecine gittik” dedi.
“Geçen yıl yaşadığımız deprem görüntülerini bir daha asla yaşamak istemiyoruz”
Sunumunu Dünya ve Türk Çelik Sektöründe Gelişmelerle başlayan Yayan, "GSYİH’nın
istikrarlı bir şekilde artığını görüyoruz. Gönül isterdi ki normalde de çelik
sektörümüzün üretimi de GSYİH’deki gelişmeye paralel bir şekilde artsın ve aşağı
yukarı aynı şekilde seyretsin ama öyle değil. Bizim çelik sektörümüzün seyri oldukça
farklı. Ama genel olarak GSYİH’deki gelişmeden biz de bir şekilde etkileniyoruz. Bu
durumdan çok fazla etkilenmeyen bir ana üretim dalı var o da imalat sanayi sektörü.
İmalat sanayi sektörü 2019 yılı hariç diğer yıllarda istikrarlı bir şekilde büyüdü. Bize
benzeyen bir sektör ama depremin etkisiyle iyileşme gösteren bu yıl hariç geri kalan
beş yılda sürekli küçülmüş. Bu yıldan sonra da büyümeye devam edeceğini
değerlendiriyoruz. Çünkü depremle ilgili inşaat faaliyeti önümüzdeki uzun yıllar
boyunca bütün enerjimizi alacak çabalarımızın merkezinde olmaya devam edecek.
Çünkü geçen yıl yaşadığımız deprem görüntülerini bir daha asla yaşamak
istemiyoruz. Artık ne oluyorsa evimizin içinde oluyor. Depremlerde orada oluyor. Bir
daha böyle bir durum yaşanmamasını ümit ediyoruz. Bu konuda çelik sektörümüze de
büyük pay düşüyor. Bizim maliyet içerisinde yerimiz fazla değil. Standartlar açısında
da çelik sektörünün herhangi bir sıkıntısı yok. Kalite beklentisi en yüksek olan ülkelere
biz inşaat demiri gönderiyoruz. Burada bütün mesela diğer alanlarda dikkatli olmak”
diyerek konuşmasına devam etti.
Teknopar Arge Müdürü Albayrak, çelik endüstrisi ve
teknolojik dönüşümü anlattı
IMC Organizasyon tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Çelik Endüstrisi ve Üretim
Teknolojileri Konferansı, sektörden birçok önemli ismin katılımıyla gerçekleşti. Teknopar
Ar-ge Müdürü Özlem Albayrak, konuşmasında şirketin projelerini ve çelik endüstrisinde
dijital dönüşümün önemini vurguladı.
Albayrak, konuşmasına Teknopar'dan bahsederek başladı ve 27 ülkede 500'den fazla başarılı
proje tamamladıklarını belirtti. Aynı zamanda 93 proje ortağı ile 19 ülkede ve 12 adet
uluslararası Avrupa Birliği tarafından finanse edilen projelerinin olduğuna dikkat çekti.
Çelik endüstrisinde karbon ayak izini etkileyen faktörleri sıralayan Albayrak, üretim teknolojisi,
enerji kaynağı, malzeme, karbon edinim teknolojisi, ekonomik düzenlemeler, ar-ge çalışmaları
ve dijital dönüşüm çalışmalarının önemine değindi. Dijital dönüşümün odak noktasının ne
olduğunu açıklayan Albayrak, dünyadaki teknoloji seviyelerinin Türkiye'den daha yüksek
olduğunu ancak Türkiye'nin gelişmeye açık olduğunu ifade etti.
Albayrak, 2030'a kadar demir çelik döküm sektöründe dijitalleşmenin önemine vurgu yaparak,
bu süreçlerin elektronik teknolojilerle optimize edilmesi gerektiğini söyledi. Dijitalleşmenin ilk
aşamasının veri derleme olduğunu belirten Albayrak, bu verilerin temizlenmesi, analiz edilmesi
ve işlenmesinin ardından kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğini açıkladı. Dijital dönüşümde
uygulama geliştirmenin önemine de değinen Albayrak, verilerin amaç kümesi için kullanılması
ve değerlendirilmesinin ardından son aşamada verilerin görselleştirilmesinin gerektiğini ifade
etti.
Genco Bolaca “Çin’in 2060 hedefini yakalayabilmesi için
hiçbir kömür santralini devreye almaması gerekiyor”
Konferansta konuşan GALEXSTEEL International Dış Ticaret Müdürü Genco Bolaca Çin’deki karbon
salınımına değinerek, “Çin’in "2060 hedefini yakalayabilmesi için bundan sonra hiçbir kömür santralini
devreye almaması gerekiyor” dedi.
Bolaca konuşmasında “2 sene içerisinde yaklaşık %4 ve %6 oranında karbon salınımında kesinti
yapmaları gerekiyor. Çin bununla alakalı 90 sayfalık bir kararname yayınladı. Çin’in 2030 hedefi
yenilenebilir enerji kaynaklarını devreye almak. Şuan %51 civarındalar. Çin eğer hedeflerini
gerçekleştirirse büyüme oranı %6” dedi.
Yenilebilir enerji kaynaklarındaki maliyetlere de değinen Bolaca, yenilenebilir enerjinin sadece maliyet
açısından faydasından değil, aynı zamanda yenilenebilir enerjiye yapılan 1 milyon dolarlık yatırımın, fosil
kaynaklara yapılan 1 milyonluk yatırımdan üç kat daha fazla istihdam sağladığını söyledi”
Yenilenebilir enerjiden bahsettikten sonra bunun Çin’deki çelik üretimindeki etkisinden de bahseden
Bolaca, Çin’in çelik sektöründe dünyada önde geldiğini vurgulayarak, bunun da karbon salınımı
yükselttiğini anlattı. Bolaca, “2025 yılında karbon salınımını %4 ve %5 oranında azaltma gibi bir hedefleri
var. Son üç senede 150 milyon ton kapasite kesintisi yapılmış. Daha sonra 140 milyon tonda düşük
kalite çelik üreten üreticiler kapatıldı. Yapılan araştırmalarda Çin’in ham çelik üretiminde önümüzdeki
yıllarda zirveyi göreceği söyleniyor. 2030 yılına gelindiğin ise ham çelik üretiminde 750-850 milyon
arasında üretim yapacağı ve 2050 -60 yıllarında da toplamda 650-750 milyon arasında olacağı
hesaplanıyor. Bunun en büyük nedeni oluşan çelik talebindeki düşüş. Şu anda Çin’de kişi başına düşen
çelik talebi 1200 kilogram 2050-2060 yılına gelindiğinde bunun 250 kilogram düşeceği hesaplanıyor.
Bunun en büyük nedeni de Çin’de üretilen çelik %59 oranında inşaat ve altyapı sektöründe kullanılması.
2050-60 yıllarına gelindiğinde artık bir çok altyapının yenilenmiş olacağı ve çelik ihtiyacının da düşeceği
belirtiliyor” dedi.
Türkiye çelik endüstrisi geleceğe yönelik
sürdürülebilirlik ve karbon azaltımını konuştu
IMC Organizasyon tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Çelik Endüstrisi ve Üretim Teknolojileri
Konferansı, Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği'nin destekleriyle, önde gelen sektör temsilcilerini bir araya
getirdi. Konferansın öne çıkan isimlerinden Borçelik Satış Direktörü Ozan Faik Tumba, çelik endüstrisinde
sürdürülebilirlik ve karbon azaltımına odaklanan önemli konuları ele aldı.
Faik Tumba'nın sunumunda öne çıkan başlıklar arasında, yeşil enerjiye geçiş, çelik endüstrisinde
karbondan arındırma, ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişimsel) stratejileri, CBAM ve ETS, küresel ticaret
sorunları, Avrupa çelik pazarı gibi kritik konular yer aldı.
Özellikle, Faik Tumba'nın vurguladığı önemli bir nokta, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile ilgili
endişelerin giderek arttığı ortamda, çelik endüstrisinin bu konuda üstlendiği sorumluluklar ve alınması
gereken önlemler oldu.
Sunumda, Borçelik'in yüzde 50 Borusan ve yüzde 50 Arcelormittal ortaklığı ile Gemlik'te üretim yaparken,
ithalat ve ihracatlarında kendi limanlarını kullandığına dikkat çekildi. Emisyon ticaret sistemi ve Sınırda
Karbon Düzenleme Mekanizması üzerine detaylı bilgiler veren Tumba, dünya genelindeki ısı artışının, iklim
değişikliği ile birlikte ciddi sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu.
Kyoto Protokolü ile 1990 yılında başlayan düzenlemelerin ardından, Tumba, Türkiye'nin 2038'e kadar
emisyon artışını azaltmayı taahhüt ettiğini, Avrupa Birliği'nin ise 2030'da yüzde 50 azaltım hedefiyle
ilerlediğini belirtti. Faik Tumba, karbon emisyon ticaretinin Avrupa Birliği'nde 2005 yılında başladığını,
Türkiye'nin ise henüz bir ETS sistemi olmadığını ancak bakanlığın bu konuda çalışma içinde olduğunu
ifade etti.
2023 yılında yasalaşan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ile ilgili bilgi veren Tumba, Avrupa'ya
ihracat yapan ülkelerin, 2023'ten itibaren karbon emisyonlarını raporlamak zorunda kalacaklarını açıkladı.
Bu durumun Türkiye için, Avrupa ile olan ticarette rekabet avantajını koruma açısından önemli olduğunu
vurguladı.
Türkiye'nin henüz bir ETS sistemi olmaması durumunda Avrupa'ya yapılan ihracatta geri kalmak riskine
dikkat çeken Faik Tumba, "Avrupa bizim en iyi ticari ortağımız. Türkiye, sadece demir çelik değil, diğer
ürün gruplarında da Avrupa ile olan ticaretini sürdürmek zorunda. Bu nedenle ETS sistemi, ileri dönük
ihracatlarımız için önemli bir adım olacaktır" şeklinde konuştu
Türkiye dünyanın en büyük dördüncü çelik ithalatçısı
Türkiye Çelik İhracatçıları Birliği (TÇİB) ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) tarafından
desteklenen ve IMC Organizasyon'un ev sahipliğinde düzenlenen 10. Uluslararası Çelik
Endüstrisi ve Üretim Teknolojileri Konferansı’nda sunum gerçekleştiren Turkish Steel Exporters
Pazar Araştırma Analisti Yiğit Can Kurtkaya, dünyada ve Türkiye’de çelik sektörünün
durumundan bahsetti.
Çelik sektörün nabzını tutmak adına İstanbul Marriott Pendik Otel'de gerçekleşen konferans,
çelik sektörünün önde gelen temsilcilerini bir araya getirerek, küresel ve yerel çelik
piyasasındaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Turkish Steel Exporters Pazar Araştırma Analisti Yiğit Can Kurtkaya, konferans kapsamında
Dünya ve Türkiye'deki çelik sektörünün odağını oluşturan konuları ele aldı. Grafiklerle
desteklenen sunumunda, Türkiye'nin çelik ihracatındaki ürün bazında artış ve azalışları detaylı
bir şekilde açıkladı. Kurtkaya'nın vurguladığına göre, Avrupa Birliği'ne yapılan çelik ihracatı ocak
ve şubat aylarında %90 oranında arttı. Ancak, bu olumlu tabloya rağmen, 2021 ve 2022 yıllarına
kıyasla hala geride olduklarını belirtti.
Türkiye'nin en büyük dördüncü çelik ithalatçısı konumunda olduğunu ifade eden Kurtkaya, 2023
yılında bir önceki yıla göre %12,5'lik artışla 20,3 milyon ton çelik ithalatı gerçekleştiğini aktardı.
Kurtkaya, Türkiye çelik sektörünün ekonomiye sağladığı %16'luk katkıya vurgu yaparak,
konferansın sektörün geleceği hakkında ışık tuttuğunu belirtti.
Flat Steel Hub, çelik endüstrisinde çevreci çözümler ve
CBAM stratejilerini paylaştı
IMC Organizasyon'un düzenlediği 10. Uluslararası Çelik Endüstrisi ve Üretim
Teknolojileri Konferansı'nda, Flat Steel Hub Yönetici Ortağı Tuğba Cimenci, şirketin
faaliyetleri ve ticaret stratejileri hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Türkiye merkezli olan dış ticaret çelik şirketi, 2019 yılından bu yana 200'den fazla
tedarikçi ağıyla hizmet veriyor.
Cimenci, konuşmasında şirketin ürün gamından bahsederken, özellikle yassı ürünler,
paslanmaz ve karbon çeliği, ayrıca petrokimya ve medikal endüstrilerinde kullanılan
titanyum ve nikel alaşımlarının ticaretini yaptıklarını belirtti.
Ayrıca, Cimenci, Avrupa Birliği'nin karbon sızıntısını önlemeye yönelik olarak
oluşturulan CBAM'ı ele aldı. CBAM'ın Avrupa Birliği içerisinde üretim yapan şirketlerin
karbon vergilerini azaltmak amacıyla ithalatlarını kontrol etmeyi amaçlayan bir
mekanizma olduğunu açıkladı. Sektörün 2023 Mayıs itibariyle demir çelik, alüminyum,
çimento, elektrik, gübre ve hidrojeni kapsadığını söyleyen Cimenci, gelecek yıllarda
sektörlerin sayısının artabileceğini ve CBAM'ın 2026 yılı itibariyle daha geniş bir
kapsama sahip olabileceğini belirtti. Şu an için takip edilen 6 sektörün bulunduğunu
vurguladı